4 Temmuz 2011 Pazartesi

Seranın son hali ve son durum,,,

Çok uzun bir süredir hayalini kurduğum bir seraya kavuştum sonunda! Senin sayende Cevat! Bunun için sana ne kadar teşekkür etsem az! Çok uğraştın, yoruldun ama değdi!
Seranın montajının tamamlanmasının akabinde kızlarla bitkileri raflara yerleştirdik.
Bodrum'da şu ara sıcaklık yaklaşık 37-40 derece arasında iken seradaki sıcaklık 44 dereceye ulaşmıştı. Sık dokulu koyu renk tarım filesini tepeye gerdikten sonra sıcaklık yine 35-37 dereceye indi. Sukulentler direkt güneşe maruz kalmaksızın ortalama 40 dereceye kadar dayanabilir. 37 derece ise makul bir sıcaklık.
Neyseki bir de yardımcılarım var. Gizem ve Ayşegül! Kızlar becerikli, istekli ve bana asistanlık yapma konusunda hevesliler. Öğrenmeye de oldukça istekli görünüyorlar.
Bugüne kadar ne köyde ne de hayatlarında benim gibi bitki biriktiren ve bu bitkilere uzun zaman harcayan birini tanımamışlar. Aslında komşularımız ve köydeki hemen hemen herkes hobi ve koleksiyonerlik kavramına o kadar yabancılar ki, bitkilerimin bize ticari faydası dokunacak bir medet ummaktalar ama zamanla hobiye de kolleksiyon kavramına da alışacaklardır diye ümit ediyorum. Kızların sukulent ve kaktüs dünyası konusundaki yabancılıkları ise beni tanıyana biz komşu olana kadardı. Gün geçtikçe onların bitkilere olan ilgisi beni memnun ediyor. Ben de öğretmeye ve bildiklerimi aktarmaya istekliyim. Gelecek günler ne gösterir bilinmez,,,belki de uzun aralıklı gidişlerimde gözüm arkada kalmadan bitkilerimi emanet eebilirim onlara.

3 Temmuz 2011 Pazar

An opuntia day!

A lovely stained glass by İlkin  for stairhead of my house!
She is a Hoya lover and also a great stianed glass artist!
*HAPPY CACTUS MONDAY*

30 Haziran 2011 Perşembe

Taşınma,,,Sera Yapımı,,,,Bitkilerin Durumu

Bir süredir Cevat'la tüm konsantrasyonumuzu Etrim'de yerleşeceğimiz evimizle ilgili hazırlıklara ve koleksiyonumun yeni adresimizdeki seranın yapımına yoğunlaştırmıştık. Geçen yıldan bu yana konuyu belli bir çizgiye orturtacak bir plan ve proje tasarladık. Geçtiğimiz günlerde bu planımızın son adımını uygulamak üzere bitkileri kolileyerek Etrim'deki evimizin bahçesinde kuracağımız seraya nakletmek üzere harekete geçtik. Tüm bu çalışma ve hazırlıklar uzaktan bakıldığında heyecan verici ama bunun yanında yeni bir ortam, yeni insanlar, alışık olduğumuz ve her şeyin hazır ayağımıza kadar geldiği şehir ortamını geride bırakıp tamamiyle köy koşullarına adapte olmak,  bitkiler içinse yeni bir iklim ve coğrafya,,,,,bütün bunların sonucu heyecan verici olduğu kadar her şey oturana kadar bir o kadar yorucu ve stresli!
İstanbul'daki evimde alan darlığı nedeniyle bitkilerimin tümünü kare üretim saksılarına aktarmış olmam kolilemede bana büyük avantaj sağladı. Yaklaşık 400 saksı 40 koli gibi bir rakkamla taşınmış oldu. Yetişkin ve uzun boylu bitkilerimi kolide çok sıkıştırmayacak şekilde dalları korumak maksadıyla gazeteye sararak kaybı en aza indirgemeye çalıştım.
(Kolideki bitkilerin bir kısmı geldikten sonraki gün açık havaya kavuştu)
(Komşumuzun küçük kızı Gizem. Yeni yardımcım:) Bir de ablası Ayşegül var ama o fotoğrafa yetişemedi. )
 Nakliye ve nakliye sonrasını düşünerek bir miktar kaybı göze almıştım baştan. Ancak çokta korktuğum gibi olmadı. Bitkiler biz insanlardan daha kolay ve çabuk adapte oluyorlar değişikliğe Sera kurulana kadar direkt güneşe maruz kalanların yapraklarındaki yanıklar ve yeni köklendirdiğim çeliklerimin yanması ve kuruması dışında bitkilerim genel olarak iyi durumdalar.
Koleksiyonun yerini alacağı hobi seranın yapım aşaması, kurulması ve tamamlanması ile ilgili bilgileri Cevat'ın Etrim bloğundan detaylıca öğrenebilirsiz. Bir hobi sera yapımı konusunda oldukça güzel bilgiler var. Seranın yapım aşaması ile ilgili bazı fotoları da ben ekliyorum. Bitkilerin seraya yerleşmesi sonrası fotoları bundan sonraki konuda bulabilirsiniz.
(Komşumuz Ünal. Ne demişler ev alma komşu al!)
(seranın cephe kaplaması 4mm'lik polikarbon levha)
(Serada toplam 8 pencere ve bir de pencereli kapı mevcut)
Cevat usta! iş başında:)
(Son olarak marin plywood raflar cilalandıktan sonra yan cephe polikarbon monte edilecek)

25 Nisan 2011 Pazartesi

Doğal Ortamında Sukulentler 2 : Büyükada'daki sukkulentler

İstanbullular için Prens adalarını ziyaret etmek vazgeçilmez bir alışkanlıktır.Çocukluğumda ma'aile Büyükada'daki Yörükali plajında denize girmeye giderdik. Sabah çok erken varıldığından önce çamların altında sabah kahvaltısı için piknik ve sonra cuppa deniz!
    "Aya Yorgi'den bir manzara"
Yıllar yıllara yaşlar yaşlara eklendikçe adalarda insan kirliliğinden nasibini aldı. Denize giren hala çok var ama benim o eski tadı almam artık mümkün değil. İşten izinli bir yakın arkadaşla Büyükada gezisi yaptık geçenlerde. Gözümün yakalayabildiği tüm bitkilere makinemi odakladım. Keşke biraz daha bakir kalabilse imiş Büyükada!Ben her önüme gelen objeyi çekmeyi sevmiyorum. Fotoğraf makinesi elimde ise özellikle belli başlı bir konuya makinemi odaklamaya çalışıyorum. Ancak gözümün önündeki çeşitlilik mevsimin de uyanış ve doğurganlık içinde olması itibariyle oldukça zengin ve etkileyici idi.
    "Emekçi fayton atları yavrusu ile"
    "Yeni doğan taylar koyu renk doğuyor"
    "Muscari"
    "Lamium" Ballıbaba
"Gagea"
Kaya ve taş diplerinde bir iki sedum türü ve Umbilicus sp. fotoğraf kareme illaki girenlerden.
İşte bunlardan bir kaç kare.
    "Petrosedum sediforme"
    "Sedum pallidum"
    "Umbilicus sp."











21 Mart 2011 Pazartesi

Smiling Succulents for Happy Cactus Monday

Hello dear friends from Turkey.
I just remembered that today is Happy Cactus Monday!
From happy succulents to Happy Cactus Monday Friends!
Have a great week for all of us

18 Mart 2011 Cuma

"Stapeliads" A Book by John Pilbeam

Sukkulent dünyasındaki en ilginç ailelerden biri de bana göre Stapeliad’lar. Gövde yapıları ile ilk bakışta sıradan ve birbirlerine benzerliklerinden dolayı gözümüze basit gelse de, tüylüsü-tüysüzü, benekli-noktalı, renkli, ilginç dokulusu, dikenlisi ve daha başka bir çok yapıya sahip muhteşem çiçekleri ile bence bu dünyaya ait gibi durmuyorlar. Bir süre önce bu ailenin farkına vardım ve kendimi onların alışa-gelmemiş dünyasında buluverdim.
Aslında kaktüs ve sukulentlerin evrimsel süreçteki gövde yapıları incelendiğinde kendilerine akıl bahşedilmiş varlıklar olduklarını anlayabileceğimiz gibi hepsi bir mühendislik harikası muhteşem çiçek yapılarına baktığımızda Stapeliad’ların birbirlerinden ne kadar farklı yapıda olduğunu da fark ederiz. Yakından bakıldığında mühendislik harikası çiçeklere sahip bu bitkiden bir anda nefret etmeniz de mümkün! Tabi eğer burnunuz muhteşem kelimesi ile nitelendirilmiş yapıdaki bir çiçeğin iğrenç kokusunu kaldırabilecekse o ayrı! Bakın Shakespear bu Stapeliad’lar için ne demiş :
"A Stapeliad by any other name would smell as bad!" Şöyle çevirebilir miyiz acaba. Nam-ı diğer bu kadar kötü kokan anca bir Stapeliad olur!!

Bir süre önce Google’da Stapeliad’larla ilgili bir kitap bulmayı ümit ederek ararken John Pilbeam tarafından derlenmiş Stpeliads kitabını buldum. Kitap İngiltere kaynaklı. Sipariş verdim ve getirttim. İyi de etmişim. Kitabı hala okumaya devam ediyorum. 57 tür Stapeliad’a ait 686 fotoğraf ve bir o kadar da kapsamlı yazılmış bu kitabı çok beğendim ve bloğumda da bahsedip tavsiye etmek istedim.
Öncelikle ilk tavsiyem güvenilir bir sukkulent veya kaktüs kitabı edinmek isterseniz bu konuda duayen bir dostumun da tavsiyesi ile http://www.keithscactusbooks.co.uk/adresi. Araştırın inceleyin bakın. Fazla söze gerek yok. Stapeliads kitabını da buradan getirttim.

Gelelim kitabımıza. Kitaptaki fotolar, Stapeliad’ların özellikle çiçeklendiklerinde tüm güzelliklerini gözler önüne serip yetiştirici ve kolleksiyonerleri etkileyecek nitelikte. İyi bir iş üretmenin yolu heveslilere ve bu bitkiyi yetiştiricilere en iyi biçimde sunmak, bu türün çiçeklendiklerindeki güzelliklerini sergilemek ve farklı görüşler hakkında bazı ipuçları vermek.
Yazar John Pilbeam şöyle demiş: En iyi bitki koleksiyonu kitaplardaki bitkileri toplamakla başlar!
Kitap dokuz bölümden oluşuyor.Derleme çalışmalarından bahsedildiği Önsöz, hazırlanma sürecinde fotoğraf, bilgi ve destekleriyl katkıda bulunan kişi ve kurumların anlatıldığı Teşekkür ve Tanıtım, use and abuse, Yetiştirme ve Üretim, Türlerin ait olduğu bölgeler, Cins ve Türler, Cins ve Türler hakkındaki yorumlar, Tür İsimlerinin Anlamları Sözlüğü, Tür Kataloğu.
Latince ve eski Yunanca tür isimlerinin anlamlarının açıklandığı bölümden özellikle keyif aldım.
Şöyle açıklayayım: -ensis, -icus, -um uzantılarıyla biten bir kelime o bitkinin nereden geldiğini tarif ediyor.
Örneğin :   Orbea abayensis, Etyopya’da Abay Gorge bölgesinde yetişen Orbea, Rhytidocaulon baricum, Somali’deki Gobolka Bari bölgesinde yetişen Rhytidocaulon anlamını taşıyor.
Bazı kelimeler ise bitkiyi tarif ediyor. Mesela Huernia hysterix sakallı anlamına geliyor. Bknz. Huernia Hysterix fotosu
Kaynak 2: Stapeliads book by John Pilbeam

3 Mart 2011 Perşembe

Doğal Ortamında Sukulentler 1 : Umbilicus sp.

Geçtiğimiz haftasonu Etrim'e evimizin düzenlemeleri için gitmiştik. Güneşli ve masmavi bir gökyüzü ile karşıladı bizi Bodrum. Arka komşumuz Ayşe teyze her zamanki konukseverliği ile lezzetli bir Etrim kahvaltısı hazırlamış. Ellerine sağlık Ayşe teyze. Kahvaltı sonrası elimde fotoğraf makinesi ile yediklerimi eritme turuna çıktığımda Ayşe teyzenin arka bahçesinde el değmemiş hala doğal kalmış otluk bayıra yönelip taaa uzaktan bana seslenen kırmızı, pembe mavi mor renkleriyle kır lalelerini (diğer adı dağ laleleri-latince adı Anemone coronaria) pozlayım istedim.




Bir kayanın dibine geldiğimde doğada yetişen sukulentlerden crassulaceae ailesine ait Umbilicus sp.nin bizim Ayşe teyzenin bahçesindeki bir kayanın dibinde rastlamak hem şaşırtıcı hem de sevindirici. E ne de olsa biraz fazlaca bağımlısı olduğum hobim ve koleksiyonunu yaptığım bu muhteşem bitkileri doğal ortmında keşfetmek çocuksu bir sevinç ve haz yaşatıyor insana.

Umbilicus'un latince kelime anlamı göbek deliği demek. İsmini horizon şeklindeki yapısı nedeniyle göbek deliğine benzerliğinden alan bu çok yıllık bitki, kaya diplerinde veya kaya yarıklarında yaşayan doğal bir sukulent.
Umbilicus'u bir evin balkonunda saksının içine hapsetmek çok da iyi bir fikir gibi gelmedi bana. Ait olduğu bu alanda gayet memnunlar hallerinden. Bu görüntülediğim hangi çeşit Umbilicus şimdilik bilemiyorum. Çiçeklendiğnde belki kesin varyeteyi öğrenebilirim. Yalnız Türkiye'de 7 çeşit endemic olmayan http://turkherb.ibu.edu.tr/index.php?sayfa=dizin&cins=Umbilicus  Umbilicus var. Bunlardan ikisi Umbilicus erectus ve Umbilicus horizontalis'in Muğla ilinde yetiştiğini biliyoruz.